Ses Bilgisi: Ses, Harf ve Alfabe

SES BİLGİSİ

Ses, Harf ve Alfabe

Akciğerlerden gelen havanın gırtlak yolunda meydana getirdiği titreşime ses denir. Harf ise sesin yazıdaki karşılığıdır.
Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya göre dizilmiş bütününe alfabe (abece) denir. Türk alfabesi Latin harfleri esas alınarak 1928 yılında yayımlanan Kanun ile kabul edilmiştir. Kanun’da önce “i” sonra “ı” belirtilmişse de yaygın ve yerleşmiş sıraya göre önce “ı” sonra “i” gelmektedir.

Türk alfabesi: (Latin harfleri baz alınmıştır.)
“a, b, c, ç, d, e, f, g, ğ, h, ı, i, j, k, l, m, n, o, ö, p, r, s, ş, t, u, ü, v, y, z”

Sesler ve Ses Uyumları

Ünlü (Sesli) Harflerin Nitelikleri:

·         Ünlü harflere “vokal harfler” de denir.
·         Ünlü harfler ses yolunda bir engele uğramadan çıkar.
·         Tek başlarına söylenip hece ya da sözcük olabilir.
·         Tüm sesliler aynı değerdedir. Uzun veya kısa ünlü (sesli) yoktur.
·         Türkçede iki ünlü yan yana gelmez. İki ünlünün yan yana geldiği sözcükler Türkçe kökenli değildir.
·         Türkçede bir sözcükte “o” ve “ö” yuvarlak ünlüleri yalnızca ilk hecede bulunur. “Okul, soba, oyun…”

Ünlülerin Tasnifi:

Çıkış yeri ve dilin durumuna göre kalın ünlüler “a, ı, o, u”; ince ünlüler “e, i, ö, ü” olarak belirlenmiştir.

Dudak durumuna göre düz ünlüler “a, e, ı, i”; yuvarlak ünlüler “o, ö, u, ü” olarak belirlenmiştir.
Ağzın açıklığına göre geniş ünlüler “a, e, o, ö”; dar ünlüler “ı, i, u, ü” olarak belirlenmiştir.

Ünlülerin sınıflandırılmasının tablo hâli aşağıdaki gibidir:


DÜZ
YUVARLAK
Geniş
Dar
Geniş
Dar
Kalın
a
ı
o
u
İnce
e
i
ö
ü



Uzun Ünlü:

Kökeni Türkçe olan kelimelerde uzun ünlü bulunmaz. Arapça ve Farsçadan Türkçeye giren sözcüklerde uzun ünlü bulunabilir. “şa:ir, numu:ne, i:man…”
Ancak birçok sözcükte zaman içerisinde kullanıma göre uzun ünlü kısalmıştır. “beyaz, ruh, hiç, rahat…” Bu gibi kelimeler alındıkları dilde uzun söylenir.

Not: Uzun ünlülü kapalı hecelerle biten kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldığında veya yardımcı eylemle kullanıldıklarında, açık duruma dönüşen hecenin ünlüsündeki uzunluk genellikle tekrar ortaya çıkar. “esas-esasen, hayat-hayatı, kanun-kanunî, ruh-ruhum, usul-usulü, vicdan-vicdanen…”
Bazı sözcükler bu duruma uymaz. “beyaz-beyazı, meydan-meydana…”

Not: Uzun ünlüler genelde yazıda gösterilmez.

Not: Ünlemlerde ünlemin şiddetini ve hecenin uzunluğunu ifade etmek üzere iki ya da üç ünlü yan yana gelebilir; bu durum yazım yanlışı sayılmaz. “ooh, ahh…”

Düzeltme İşaretinin Kullanım Yerleri:

·         Yazılışları bir, anlamları ve okunuşları farklı olan sözcükleri ayırt etmek için uzun ünlülerin üzerine konur. “adem= yokluk, âdem=insan; adet=sayı, âdet=gelenek; alem=bayrak, âlem=evren; aşık=eklem kemiği, âşık=vurgun, hakim=hikmet sahibi, hâkim=yargıç, şura=şu yer, şûra=danışma kurulu…”
·         Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelime ve eklerle özel adlarda bulunan ince “g” ve “k” ünsüzlerinden sonra gelen “a” ve “u” ünlüleri üzerine konur. “dergâh, gâvur, ordugâh, tezgâh, yadigâr, nigâr, dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri, Kâzım, mahkûm, mekân, mezkûr, sükûn, sükût…”
·         Kişi yer ve adlarında ince “l” ünsüzünden sonra gelen “a” ve “u” ünlülerinde de düzeltme işareti konur. “Halûk, Lâle, Nalân, Balâ, Elâzığ, Islâhiye, Lâdik, Lâpseki…”
·         Nispet i’sinin belirtme durumu ve iyelik ekiyle karıştırılmasını önlemek için kullanılır. “Türk askeri-askerî okul, İslâm dini-dinî bilgiler, Atatürk resmi-resmî kuruluş…” Nispet i’si alan sözcüklere Türkçe ekler getirildiğinde düzeltme işareti olduğu gibi kalır. “resmîlik…”

Hece Çeşitleri:

Türkçede altı çeşit hece vardır.

a
ab
ba
bab
abb
babb
a
en
ta
tut
art
yurt
e
iz
ki
yan
üst
renk
o
ak
bu
dağ
ört
halk


Büyük Ünlü Uyumu

Sözcüğün birinci hecesinde kalın bir ünlü bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de kalın; ince bir ünlü bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de ince olur. Bu duruma “büyük ünlü uyumu” denir.
“adım, boyunduruk, üzengi, yüzük…”

Not: Büyük ünlü uyumuna aykırı bazı Türkçe sözcükler de vardır. “anne, dahi, elma, hangi, hani, inanmak, kardeş, şişman…” Bu sözcükler çoğunlukla halk dilinde söylenme değişikliklerine maruz kaldıklarından ötürü büyük ünlü uyumuna uyma niteliklerine kaybetmiştir.

Not: Büyük ünlü uyumu alıntı sözcüklerde aranmaz. “ahenk, badem, ceylan, çiroz, dükkân, fidan, gazete, hamsi, kestane, limon, model, nişasta, selam, pehlivan, tiyatro, viraj, ziyaret…”

Not: Birleşik sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz. “çekyat, hanımeli…”

Not: “-gil, -ken, -leyin, -(m)tırak, -yor” ekleri büyük ünlü uyumuna uymaz. “akşamleyin, baklagil, geliyor…”

Not: “-daş” eki bazı durumlarda büyük ünlü uyumuna uymaz. “meslektaş, gönüldaş…”

Not: “-ki”  aitlik eki büyük ünlü uyumuna uymaz. “yarınki, akşamki, onunki…”

Not: Büyük ünlü uyumuna girmeyen kelimelere gelen ekler, kalınlık-incelik bakımından son hecenin ünlüsüne uyar. “adaletli, annesi, kardeşlik…”

Not: Son ünlüleri kalın sıradan olmasına karşın incelik özelliği gösteren bazı alıntı kelimeler ince ünlülü ekler alır. “alkol-alkolü, hakikat-hakikati, helak-helakimiz, saat-saate…”

Küçük Ünlü Uyumu (Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu):

Küçük ünlü uyumu iki yönlüdür.

1.      Bir sözcüğün ilk hecesinde düz ünlü (a, e, ı, i) bulunuyorsa sonraki hecelerde de düz ünlü bulunur (a, e, ı, i). “anlaşmak, seslenmek, çilek…”
2.      Bir sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak ünlü (o, ö, o, ü) varsa bunu izleyen ilk hecede düz yuvarlak ünlü (u,ü) veya geniş düz ünlü (a,e) bulunur. “boyunduruk, çocuk, odun…)
Kolaylık olması açısından küçük ünlü uyumunu aşağıdaki gibi ezberleyebiliriz:

a, e, ı, i >>> a, e, ı, i
o, ö, u, ü >>> a, e, u, ü

Not: Küçük ünlü uyumuna aykırı Türkçe sözcükler de vardır. “avuç, çamur, kabuk, kavun, kavuk, yumurta, sürmek…”

Not: Küçük ünlü uyumu alıntı sözcüklerde aranmaz. “aktör, alkol, bandrol, doktor, horoz, kabul, kitap, mühim…”

Not: Küçük ünlü uyumuna aykırı kelimelere getirilen ekler kelimenin son ünlüsüne uyar. “kavunu, yağmurluk…”

Not: “-ki” aitlik eki yalnızca birkaç istisna örnekte küçük ünlü uyumuna uyar, çoğunlukla uymaz. “dünkü, bugünkü…”

Not: Küçük ünlü uyumu, sınavlarda sürekli aranan ve sorulan bir ses özelliği değildir; onun yerine büyük ünlü uyumu sınavlarda daha çok tercih edilir.

Ünlü Daralması (“a-ı, e-i” Dönüşümü):

Türkçede “a” ve “e” ünlüleriyle biten fiillerin şimdiki zaman çekimlerinde, söyleyiş ve yazılışta “a” ünlüsü “ı” veya “u” ünlüsüne; “e” ünlüsü de “i” veya “ü” ünlüsüne döner. “başlıyor, oynuyor, izliyor, diyor, gelmiyor, gözlüyor…”

Not: Bazen söyleyişteki daralma yazıya geçirilmez. “besleyelim, gelmeyen, saklayalım…”

Not: “demek” ve “yemek” sözcüklerinde söyleyişteki daralma yazıya geçirilmelidir: “diyen, diyerek, diyelim, yiyecek, yiyor, yiyince…” Ancak “deyince, deyip” sözcüklerinde istisnaî olarak “e” korunmuştur.

Ünlü (Hece) Düşmesi:

İkinci hecesinde dar ünlü bulunan iki heceli sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecedeki dar ünlüler genellikle düşer. “ağız-ağzı, burun-burnu, bağır-bağrı, beniz-benzi, oğul-oğlu, devir-devril…”

Not: Ünlü (hece) düşmesi bazı sözcükler türetilirken ve birleşik sözcük oluşturulurken de meydana gelebilir. “oyun-a>oyna, ileri-le>ilerle, ayır-ı>ayrı, sarı-ar>sarar, uyu-ku>uyku, kayıp etmek>kaybetmek, kayın ana>kaynana, cuma ertesi>cumartesi, kahve altı>kahvaltı…”

Not: İkilemelerde ses düşmesi olmaz. “burun buruna, göğüs göğüse, omuz omuza, gönülden gönüle…”

Not: İkinci hecesinde dar ünlü bulunan bazı sözcüklerde ve özel adlarda düşme olmaz. “bilime, kesimin, yorumu, Ufuk’u…”

Ünsüzlerin Nitelikleri:

·         Ünsüzler, ses yolunda bir engele çarpan seslerdir.
·         Sessiz ya da konsonant harfler de denir.
·         Ses tellerini titreştiren ünsüzlere tonlu (yumuşak) ünsüzler denir. “b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z”
·         Ses tellerini titreştirmeyen ünsüzlere tonsuz (sert) ünsüzler denir. “f, s, t, k, ç, ş, h, p” Sert ünsüzler, meşhur olmuş “fıstıı şahap” söz öbeğiyle geleneksel olarak ezberlenir.
·         Kökeni Türkçe olan kelimelerin sonunda “b, c, d, g” ünsüzleri bulunmaz. Fakat anlam farkını belirtmek üzere “ad, od, sac” gibi bazı sözcüklerin yazılışında bu kurala uyulmaz.
·         Dilimizdeki “hac, şad, yâd” gibi birkaç örnek dışında alıntı kelimelerde tonsuzlaşma kuralına uyulmuştur. “sebeb>sebep, etüd>etüt, reng>renk…” Bu gibi alıntılar, ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında kelime sonundaki ünsüzler tonlulaşır. “sebep>sebebi…” Bu duruma ünsüz yumuşaması denir. Bazı alıntı kelimelerde yumuşama (tonlulaşma) olmaz. “ahlâk>ahlâkın, cumhuriyet>cumhuriyetin, hukuk>hukukun, evrak>evrakı, sepet>sepetin, tank>tankı...”
·         Tek heceli sözcüklerin sonunda bulunan “p, ç, t, k” ünsüzleri çoğunlukla korunur. “ak>akı, ip>ipi, göç>göçü…”
·         Ancak tek heceli olduğu hâlde sonundaki ünsüzü tonlulaştıran kelimeler de mevcuttur. “but>budu, dip>dibi, gök>göğü…”

Ünsüz Türemesi:

İki ünlünün yan yana bulunduğu bazı alıntı kelimelerde ünlüler arasında “y” ve “v” sesleri türemiştir. “fiyat, repertuvar, tuvalet…”

Not: Kaynaşma, aynı zamanda bir ünsüz türemesi olarak değerlendirilebilir fakat, aslında ses olayı olarak değerlendirilmez.

Not: “etmek, olmak, eylemek…” yardımcı eylemleri de ünsüz türetebilir. Bu durum ünsüz ikizleşmesi olarak adlandırılır. “af + etmek=affetmek, his + etmek=hissetmek…”

Ünsüz Düşmesi: Arapçadan dilimize girmiş olan ve sonunda ikiz ünsüz bulunan sözcüklerin, yalın durumda bir ünsüzü düşer. “redd>ret, hakk>hak, zann>zan…” Bu tür kelimelerde ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde düşen ünsüz ortaya çıkar. “hakkımız, reddi, zannımca…”

“n-m Değişimi:

Türkçede bazı kelimelerde b ünsüzünden önce gelen n, m’ye dönüşür. “pembe, çember, cambaz, tambur, amber, memba…”

Ünlü Türemesi:

Pekiştirme sırasında bazı sözcüklerde iç seste bir geniş ünlü türeyebilir. “yapyalnız>yapayalnız, sapsağlam>sapasağlam (iki kullanım da doğrudur), güpgündüz>güpegündüz, çepçevre>çepeçevre…”

Not: Son sesi ünsüz olan bir sözcüğe ünsüzle başlayan bir ek getirilirken araya bağlayıcı bir ünlü (yardımcı ses) girer. “biricik, daracık, gülücük, azıcık, gencecik…”

Not: “usacık” sözcüğünde türeme yoktur.

Not: “-idi, -imiş, -ise” gibi ekeylemler ve “ile” sözcüğü ayrı olarak yazılabildiğinden ünlü düşmesi sayılmazlar.

Ulama:

Türkçede her ünlü, kendinden önce gelen ünsüzü hecesine alır. Güçlü olan ünlü harf, güçsüz ünsüzü kendine çeker. Sözcük sonundaki ünsüzün kendinden sonra gelen ünlüyle beraber okunmasına ulama denir. Ulama, edebiyatta bir aruz ölçüsü kuralıdır.

“Tükenmez umutlarımız var.”

Not: Noktalama işaretiyle ayrılan sözcüklerde ulama geçerli değildir.
“Oyun, oynandıkça sevilir.” Örneğinde ulama yoktur.

Not: Ulama yazıya geçirilmez. Sadece söyleyişte olur.

Not: Bazen ulamadan sakınmak gerekir. Ulama, mânâ değişimine neden olabilir. “top al, kan al…”

Göçüşme (Yer Değiştirme):

Sözcüklerdeki sesler yer değiştirebilir. Bunların yazımına dikkat edilmelidir. “yarpak>yaprak, torpak>toprak, kiprik>kirpik, kirpit>kibrit, yanlız>yalnız, yalnış>yanlış…”

Hazırlayan:

Kaynaklar:
Tüm Türkçe yazılarında seçkin üniversiteye hazırlık kitapları, üniversite ders kitapları, güvenilir internet siteleri, bazı dil bilgisi makaleleri ve TDK resmî sitesi kaynak olarak kullanılmaktadır.





Yorumlar